Meme kanseri insidansı ve bu kansere bağlı ölüm oranları son on yılda düşmüştür. Ölüm oranının azalmasının nedenleri arasında meme kanserini daha erken evrede tanıyabilmek için yapılan mamografik taramanın etkinliği gösterilmektedir.

Taramanın meme kanserine bağlı ölüm oranını %25-30 oranında azalttığı saptanmıştır. Ancak ölüm oranının azalmasında bu kanser hakkındaki farkındalığın artması da etkili olmaktadır. Bu gelişmeler kadınların meme kanseri için varolan risklerinin saptanması ve mümkün ise bu risk faktörlerini yaşamlarından uzaklaştırmaları konusunu gündeme getirmektedir.

Bugün dünyada meme kanseri insidansının yüksek olduğu ülkelerde “risk analizi ve danışmanlığı” rutin sağlık hizmeti içerisinde yerini almaktadır.         Bu ünitelerde kadınların rasyonel risk ölçümleri yapılmakta ve risk düzeylerine göre tavsiyelerde bulunulmaktadır. Etkin risk azaltıcı yöntemler arasında kemoprevensiyon ve profilaktik (koruyucu) ameliyatlar yer almaktadır.

Meme kanseri için risk analizi bugün iki şekilde yapılmaktadır:

  • Birincisi genetik yatkınlığı işaret etmeyen, çok kuvvetli aile öyküsü olmayan kadınlar için bazı risk ölçüm yöntemlerinin kullanıldığı analiz yöntemidir.
  • Diğeri ise herediter meme kanserini işaret eden kuvvetli aile öyküsüne sahip kişilere uygulanan aile ağacı aracılığı ile yapılan genetik mütasyon olasılığı hesaplanması ile gerekenlere genetik testlerin yapılmasını içeren karmaşık analiz yöntemidir

Çeşitli analiz yöntemleriyle kişinin 5 yıl içinde meme kanserine yakalanma riski belirlenir ve risk durumuna göre koruyucu tedavi önerileri veya takip önerileri yapılır.